Sikke Koleksiyonu

Sikke, ağırlığı ve içindeki değerli maden miktarı ayarlanmış, üzerinde onu basıp piyasaya çıkaran ve istendiğinde tekrar geri almayı garanti eden yetkili idarenin ya da devletin arma veya sembolünü taşıyan, ufak, dairesel (ya da disk şeklinde) ve ana maddesi altın, gümüş, bakır gibi madenler olan ödeme aracıdır. Tarihçi Herodotos sikkenin günümüz Manisa ili ve çevresinde yaşamış Lidyalılar tarafından icat edildiğini aktarmaktadır. İlk dönem Lidya sikkelerinin ön yüzünde devletin simgesi aslan başı, arka yüzünde ise yel değirmenini andıran bir çukur bulunuyordu.

55.000’i aşkın eserin bulunduğu Yapı Kredi sikke koleksiyonu kronolojik bütünlük açısından dünyadaki önemli sikke koleksiyonları arasında yer alıyor ve müzenin temel koleksiyonunu oluşturuyor. Koleksiyonun gövdesi İslam devletleri sikkelerinden oluşmakla birlikte bir ucu Antik Yunan ve Roma sikkelerine dayanan bir ucu da erken Cumhuriyet dönemi sikkelerine ulaşan bir para tarihi zinciri kuracak ölçüde zengin bir yapıya sahip. Atina’dan Bergama’ya, Roma’dan İstanbul’a, Arap Yarımadası’ndan İspanya'ya kadar uzanan geniş coğrafyanın 2600 yıllık politik, ekonomik ve kültürel tarihinin izlerini neredeyse kesintisiz takip edebildiğimiz sikke koleksiyonu içinden seçilen 250 adet elektron, altın, gümüş ve bakır sikke ile paranın tarihsel yolculuğu müze ziyaretçilerine aktarılıyor. Sikkenin icadından önceki dönemlere dair bilgi panolarıyla başlayan müzede; Lidyalılar, Persler, Batı Anadolu Kent Devletleri, Hellenistik krallıklar, Romalılar, Bizanslılar, İslam Devletleri, Anadolu Türk Beylikleri, Osmanlılar ve Türkiye Cumhuriyeti sikkeleri tarihsel bir dizilim içinde sergileniyor. Ayrıca müzenin yeni temasına özel hazırlanan ziyaretçilerin tarih öncesi çağlardan günümüze kadar paranın kronolojik tarihini, sikkenin para kavramı içindeki yerini, alış-veriş ve finans tarihindeki sıçrama ve kırılma noktalarını görebilecekleri bir zaman cetveli de yer alıyor.

Müzeye kronolojik olarak yerleştirilen sikke bölümünün ilk adımını Lidyalıların M.Ö. 6. yüzyılda elektrondan bastıkları, ön yüzünde aslan başı, arka yüzünde ise kare boşluk yer alan elektron sikkeler oluşturuyor. Pers kral Dareios’un dizkapağı koşusu yapar vaziyette betimlendiği altın (dareikos) ve gümüş (siglos) sikkeler de bu bölümde yer alıyor.

  • images
  • images
  • images
  • images
  • images
  • images
  • images
  • images

Sikke her ne kadar Lidyalılar tarafından icat edilse de ona kimlik ve kullanım alışkanlığı kazandıranlar Batı Anadolu’da yaşayan İon şehir devletleridir. Yaklaşık olarak M.Ö. 750-550 yıllarına rastlayan Büyük Kolonizasyon Dönemi’yle sikke kullanımı hızla yayılır ve çok geçmeden Akdeniz dünyasındaki pek çok kent sikke basmaya başlar. Müzede Batı Anadolu Kent Devletleri’nin sikkeleri Pers sikkelerinden sonraya konumlanıyor.

Sikke bölümünün bir sonraki basamağı Büyük İskender’in Perslere karşı kazandığı zaferle başlayan Hellenistik Dönem sikkelerini barındırıyor. Bu dönem sikkelerinin en belirgin özelliği, Büyük İskender’in M.Ö. 323’teki ölümünden sonra Hellenistik krallıkları kuran generallerin sikkelerin ön yüzüne kendi portrelerini koydurmalarıdır. Hellenistik Dönem ile birlikte sikke kullanımı Makedonya’dan Hindistan’a kadar geniş bir coğrafyada benimsenmiştir. Hellenistik sikkelerden sonra gelen Roma sikkeleri Cumhuriyet ve İmparatorluk dönemleri olarak ikiye ayrılıyor. M.Ö. 3. yüzyılın başlarından itibaren basılmaya başlanan Cumhuriyet sikkelerinin üzerinde pek çok tanrı ve tanrıça betimini gözlemlemek mümkünken imparatorluk dönemi sikkelerinde ise hüküm süren imparatorların portrelerine daha sık rastlanıyor. İmparator portesi ya da büstü geleneği müzede Roma sikkelerinin devamında konumlandırılmış Bizans sikkelerinde de devam ettiği görülüyor.

Bizans Dönemi aynı zamanda Emeviler, Abbasiler gibi İslam devletlerinin ve Anadolu Selçukluları, Artukoğulları, Danişmednoğulları, Saltukoğulları gibi erken Türk beyliklerinin de tarih sahnesine çıktığı bir dönemi kapsamaktadır. Bizans, İslam devletler ve Türk beyliklerinin siyasi ve toplumsal ilişkileri, kültürel etkileşimleri sikkelere de yansımaktadır. Arapçada altın paralar için kullanılan “dinar” Latince denarius sözcüğünden, gümüşler için kullanılan “dirhem” Yunanca drahmi sözcüğünden bakır paralar için kullanılan “fels” Latince follis sözcüğünden gelmesi bu etkileşimi gözler önüne seriyor bu sikkelerden örnekler müzede yer alıyor.

Anadolu Türk beyliklerinden sonraya yerleştirilen Osmanlı sikkeleri imparatorluğun en erken dönemlerinden itibaren Halife Abdülmelik bin Mervan’ın getirdiği İslam’da resim yasağı uyarınca ön ve arka yüzlerinde herhangi betimleme bulunmayan, yalnızca tarih, basım yeri, dua ve padişahın adı ve unvanlarına yer verilen sikkelerdir. Osman Gazi döneminde basılan ilk sikkesi, Fatih Sultan Mehmet döneminde basılan ilk altın sikkesi gibi nadir örnekler bu bölümde yer alıyor.

Sikke koleksiyonunun son bölümünü ise Türkiye Cumhuriyeti madeni paraları oluşturmaktadır. Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren basılmaya başlanan madeni paralar, tedavüle ilk olarak 100 para, 5 kuruş ve 10 kuruş olmak üzere üç farklı tipte çıkmıştır. Müze teşhirinde bulunan paralar arasında hem gündelik kullanım paraları hem de 1970’lerden itibaren basılmaya başlanmış hatıra paraları yer almaktadır.

  • images
  • images
  • images
  • images
  • images
  • images
  • images
  • images