Şirketler, rekabetçi iş dünyasında giderek artan bir şekilde rakiplerine üstünlük sağlamanın yollarını ararlar. Şirketlerin bu üstünlüğü sağlamalarının yollarından biri de çalışanlarına yatırım yapmaktan geçer. Bir şirketin en değerli varlığı olarak görülen çalışanların gelişimine yatırım yapan şirketler daha üretken ve ilgili bir iş gücü yaratma yolunda önemli adım atmış olurlar.
Bu yazımızda insan sermayesi kavramını araştırırken; entelektüel, sosyal, psikolojik ve etik sermayenin detaylarını inceliyoruz.
Entelektüel sermaye: Bilgi ve becerilerin gücü
Entelektüel sermaye; bireylerin bir organizasyon içindeki rollerine kattıkları bilgi, beceri ve uzmanlığı kapsar. Bilgi ve teknolojinin yön verdiği bir dünyada; uzmanlık bilgisine sahip olmak, sektördeki trendleri ve gelişmeleri takip etmek gerekir. Öğrenme ve beceri geliştirme yoluyla entelektüel sermayelerini sürekli geliştiren çalışanlar, kuruluşlarının başarısına önemli ölçüde katkıda bulunurlar. Hem eğitim hem gelişim girişimlerine yatırım yapan şirketler; yalnızca çalışanlarını güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda yenilik ve büyüme kültürünü de teşvik ederler.
Sosyal sermaye ve güçlü ilişkiler
Sosyal sermaye, bireylerin mesleki alanlarında kurdukları ve sürdürdükleri ilişkileri ifade eder. Güçlü bir sosyal sermaye; etkili iş birliğine, bilgi paylaşımına hatta uyumlu ekiplerin oluşumuna olanak tanır. Çalışanlar güçlü sosyal ağlara sahip olduklarında; iş yerinde üretkenliklerini artıran bilgilere, kaynaklara ve fırsatlara erişmek için bu bağlantıları kullanabilirler. Takım çalışması yoluyla sosyal sermaye oluşturmak, bu sermayeyi beslemek; pozitif bir çalışma ortamına, dolayısıyla kurumsal başarıya katkıda bulunur.
Psikolojik sermaye ve duygusal zekânın önemi
Psikolojik sermaye; iş yerindeki bireylerin tutumlarını, duygularını ve zihinsel iyiliklerini kapsar. Psikolojik sermayenin önemli bir bileşeni olan duygusal zekâ; kişinin kendi duygularını tanıma, yönetme ve kişilerarası ilişkilerde etkili bir şekilde gezinme becerisini ifade eder. Yüksek duygusal zekâya sahip çalışanlar empati, dayanıklılık gibi beceriler sergilerler. Bu çalışanlar; stresle başa çıkmak veetkili iletişim kurmak için daha donanımlı olurlar. Duygusal zekâya öncelik veren ve bunu teşvik eden kuruluşlar ise üretkenliği artıran kapsayıcı bir çalışma ortamını desteklemiş olurlar.
Etik sermaye ve değerler
Etik sermaye; bireylerin mesleki davranışlarında sergiledikleri değerleri, ilkeleri, dürüstlüğü kapsar. Etik sermayeye sahip çalışanlar, ahlaki standartlara bağlı kalırlar. Dürüstlük ve şeffaflıkla hareket eden çalışanlar etik karar vermeyi ön planda tutarlar. Etik kültürü geliştiren kuruluşlar ise yalnızca en iyi yetenekleri çekip elde tutmakla kalmaz, aynı zamanda müşterileri, ortakları ve paydaşları arasında güven oluştururlar. Etik sermaye, itibar risklerine karşı koruma sağlamakla birlikte sürdürülebilir büyümeyi ve uzun vadeli başarıyı da beraberinde getirir.
Tüm sıraladığımız sermayeler, iş yerinde şüphesiz önemli bir rol oynarlar. Ancak; McKinsey Global Institute’un yayımladığı bir rapora göre, iş yerindeki en değerli sermaye çalışanlardır.[1] En güçlü organizasyona sahip şirketlerin, çalışanları içinçeşitli eğitimler sunan ve kurum içi ilerlemeye fırsat tanıyan şirketlerolduğu görülmektedir.
Bonus: Çalışanlarınıza yatırım yapmak için ipuçları
-Onlara eğitim ve gelişim için fırsatlar sağlayın.
-Olumlu bir çalışma ortamı yaratın.
-Başarılarını takdir edin ve ödüllendirin.
-Geri bildirimlerini dinleyin.
-Destekleyici ve teşvik edici olun.
Bu ipuçlarını takip ederek çalışanların, değer verildiğini ve takdir edildiğini hissettiği bir iş yeri yaratabilirsiniz.