Otomotiv teknolojisi yıllar içinde çok yol kat etti. Gelişen teknoloji otonom araçların bir sonraki büyük yenilik olacağı konusunda büyük kanıtlar sunuyor. Kendi kendini süren araçlar olarak da bilinen otonom araçlar, sürücüsüz olarak tasarlanan ve ileri teknoloji kullanan araçlar olarak karşımıza çıkıyorlar.
Bu araçlar bir insan sürücünün denetimini gerektirmiyor. Dev araç üreticilerinden bazıları şu ana kadar bu araçlardan ürettiler ancak sürücüsüz otomobillere her yerde sahip olabilmemiz için biraz beklememiz gerekiyor. Biz de bu yazımızda sürücüsüz araçlarla dolu bir gelecekte nelerin değişebileceğine bakacağız.
Daha temiz bir hava
Yakın zamanda yürütülen bir araştırmaya göre; sürücüsüz araçlar benimsendikleri zaman zararlı emisyonları da %60'a kadar azaltacaklar. Bunun en büyük nedeni, neredeyse çoğu sürücüsüz aracın elektrikli araçlar olarak tasarlanmaları ve fosil yakıt kullanmamaları. Bunun yanı sıra emisyonlar da birçok durumda trafik sıkışıklığına takılmış araçlardan kaynaklanıyor. Sürücüsüz araçlar, şehirlerimizde soluduğumuz havanın daha temiz olacağı ve atmosferimizin korunmasına yardımcı olacağı anlamına geliyor.
Daha az tıkanıklık, daha hızlı seyahat
Her gün, trafik sıkışıklığı nedeniyle taşıtlar ve yolcular tarafından milyarlarca saat kaybediliyor. Otonom araçlar devreye girdiğinde seyahat süresinin %40'a kadar azaltılabileceği tahmin ediliyor. Tasarruf edilen bu sürenin ekonomilere yardımcı olacağı öngörülüyor. Bunun yanı sıra trafik denetçilerinin işlerinin kolaylaşması ve yollardaki sürücülerin öfkelenmelerine neden olabilecek durumların önüne geçmesi de tahminler arasında yer alıyor.
Dur-kalk trafik durumlarında sürücüsüz araçların daha etkili olmaları bekleniyor. Şerit değişiklikleri ve birleşmeler trafik sıkışıklığına yol açan unsurlar arasında ve sürücüsüz araçlar bu unsurların üstesinden rahatça gelebileceği için seyahatler hızlanacak. Dolayısıyla insanlar trafik sıkışıklığının içinde saatlerce mahsur kalmayacak.
Tasarruf
Yapılan bir araştırmaya göre, sürücüsüz araçların yakıt ekonomisine %10’luk bir katkı sağlaması bekleniyor. Tabii ki gelişen teknoloji ile daha da fazla yakıt tasarrufunun sağlanması mümkün.
Otonom bir araç kendi başına kolayca park yeri bulabileceğinden otoparklara olan ihtiyaçların da azalacağı belirtiliyor. Sürücüsüz bir araç yolcusunu varış noktasına bıraktıktan sonra park edecek bir yer bulabilir ve hatta eve geri gidebilir. Bu da otoparklara verilen ücretlerde azalmanın yaşanacağını gösteriyor.
Trafik kazalarında azalma
Otonom araçların yol güvenliğini ciddi bir şekilde artırması bekleniyor. Ölümlü trafik kazalarının neredeyse tamamı sürücü hatalarından kaynaklanıyor. İnsan sürücü araç kullanırken; sürücünün bilinçli olması, ellerinin sürekli direksiyonda olması, ışıklara dikkat etmesi, yayalara ve çevresine sürekli hakim olması, alkollü ve uykulu bir şekilde araç kullanmaması ve tüm trafik kurallarına eksiksiz uyması gerekiyor. Bunlar uygulanmadığında ise kazalar ortaya çıkıyor.
Sürücüsüz araçlar ise çevre kontrolünü eksiksiz bir şekilde sağlayabilir, kuralları olması gerektiği gibi yerine getirebilirler. Ayrıca bu araçların alkollü veya uykulu olmaları gibi bir durum da söz konusu değil.
Tüm bunlar göz önüne alındığında, otonom araçların kazaları yüzde %90’a kadar azaltabileceği öngörülüyor.
Durumu özetlersek, sürücüsüz araçların oldukça etkili ve olumlu avantajlara sahip olduklarını görebiliyoruz. Çevremize, ekonomiye ve hatta insan psikolojisine oldukça iyi bir şekilde yansıması beklenen sürücüsüz araçların dünyamızı olumlu yönde değiştirebilmesi mümkün gözüküyor.