Dijital dönüşüm hayatımızın neredeyse her alanını etkilemeye ve değiştirmeye başladı. 2023 yılı itibarıyla yaklaşık 5,16 milyar insanın internete erişimi bulunuyor. Tüm dünyada 16-64 yaş arası internet kullanıcılarının yüzde 42,3’ü interneti eğitim ve öğrenim amacıyla kullanıyor*. Bu seviyede bir kullanım, eğitim araçlarının değişmesinin yanı sıra dijitalleşmenin başka nasıl bir dönüşüm yarattığı ve eğitimin geleceğini nasıl şekillendireceği sorularını da beraberinde getiriyor.
Bu yazımızda dijital dönüşümle birlikte yeni bir form kazanmaya başlayan eğitim ve öğretimin geleceğine göz atıyoruz.
Herkes için erişebilirlik, herkes için erişim
Dijital dönüşüm trendlerinin eğitim sektörünü de büyük ölçüde etkilemesi şaşırtıcı değil. Dijital dönüşüm, ilkokuldan yüksek öğretime kadar hem sınıf konseptinde hem de öğretmenlerin öğrencilerine ulaşma ve iletişim kurma şekillerinde rol oynuyor.
Dijital dönüşümün eğitimde sunduğu en dikkat çekici olanaklardan biri, her yaştan öğrencinin okula, derslere ve hatta lisans programlarına erişimini mümkün kılması olarak öne çıkıyor. Teknoloji, bazı yetersizlikler nedeniyle belirli bilgilere erişimde zorluklarla karşılaşan öğrenciler için bu süreci kolaylaştırmaya yardımcı olabiliyor. Örneğin; metin okuma programları ve dikte edilen içeriği yazıya döken programlar, öğrencilerin okullar aracılığıyla sunulan bilgilere erişme becerilerini geliştirmesine destek oluyor. Okuma güçlüğünün yanı sıra görsel veya işitsel zorlukları olanlar da öğrenme sürecinde kendilerine kolaylık sağlayan bu tip farklı teknoloji türlerinden yararlanabiliyorlar.
Özellikle de bulut tabanlı öğrenme teknolojisi, öğrencilerin coğrafi konumlarından dolayı karşılaştıkları sınırlamaları da ortadan kaldırıyor. Artık öğrencilerin yaşadıkları ülke ve şehirden bağımsız olarak tercih ettikleri okul veya lisans programlarına, istedikleri zaman erişebilme fırsatı bulunuyor. Öğrenciler, ayrıca ödevlerini göndermek, ders programlarını takip etmek, sınıf arkadaşlarıyla bağlantı ve etkileşim kurmak için birçok uygulamayı kullanabiliyor hatta bunlara aracılığıyla sınava bile girebiliyorlar. Bu esneklik ve çeşitlilik arttıkça eğitim süreçlerinin gelecekte kişi ve kişilere özel bir form kazanması da mümkün görünüyor.
Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik
Artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR), uygun entegrasyonlarla öğrenci deneyimlerini geliştirebilecek daha zengin bir öğrenme şekli sağlıyor. Çarpıcı görsel sunumlarla kavramların hayata geçirilmesine yardımcı oluyorlar.
Fiziksel ve dijital dünyalar kesiştiğinde, çocuklar öğretimi destekleyen canlı bağlamlar elde edebiliyorlar. Eğitim dünyasında sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik uygulamaları öğrencilere öğrendiklerini 'deneyimleme' şansı sağlıyor. Örneğin; tıp öğrencileri bazı cerrahi müdahalelere sanal gerçeklik araçlarıyla çok önceden aşinalık kazanma şansı yakalayabiliyorlar.
Dijital vatandaşlığı öğretmek
Dijital dönüşüm; aynı zamanda dijital dünyadaki insan davranış ve ilişki şekillerinin de önem kazanmasına ve bu konuya daha özenli bir bakış açısı ile mercek tutmaya neden oluyor. Bu dönüşümle ortaya çıkan dijital vatandaşlık, kullanıcılar arasında teknolojinin uygun ve sorumlu kullanımını tanımlamak için kullanılan bir terim. Dijital kullanıcıların dijital vatandaş olmak için teknolojiyi sorumlu bir şekilde nasıl kullanacaklarını belirleyen bazı ilkeleri temel alıyor. Öğrencilerin online ortamda nasıl kibar ve medeni bir şekilde etkileşim kuracaklarını bilmeleri bu noktada başka bir eğitim konusunun da ortaya çıkmasına vesile oluyor. Bu nedenle, öğrencilere iyi dijital vatandaşlık ilkelerini öğretmek, eğitim boyunca giderek daha önemli bir eğilim haline gelmeye başladı.
Bu ilkeler, insanların online ortamda daha iş birlikçi davranmalarına rehberlik ederek öğrencilerin derslerinde ve profesyonel bir ortamda daha başarılı olmalarına da yardımcı olabilir. Bu tür bir eğitim alan öğrenciler, dijital bağlantılı profesyonel dünyaya girmeye daha hazır olacaktır.
Sonuç olarak; dijital, modern bir dünyaya geçiş, eğitimin iç işleyişi üzerinde ölçülebilir bir etki yarattı. Eğitim sistemi teknolojinin öğrencileri eğitmek için bir dizi fayda ve yeni stratejiler sunabileceğini fark etmeye başladı. Bu değişiklikler, dünya çapında çok sayıda ülkede okulların kapanmasına neden olan Covid-19 salgını ile hızlandı ve giderek daha kalıcı bir dönüşüme neden oluyor. Dijital dönüşüm gelecekte daha ulaşılabilir, daha zengin ögelerle donatılmış ve dolayısıyla özelleştirilebilir yeni bir öğrenim şekli vaad ediyor.
*We are social, Hootsuite: Dijital 2022 Küresel Görünüm Rapor