Cildin UV ışınlarına maruz kalması, azalan hormonlar, sigara kullanımı, hareketsiz yaşam, stres ve sağlıksız beslenme gibi faktörler yaşlanmayı hızlandırıyor. Yaşlanma sürecini yavaşlatmak veya tersine çevirmek için uygulanan yöntemlere ise anti-aging deniliyor. Ama aslında bu bütüncül bir süreç. Anti-aging uygulamaları cildin yenilenmesi, hormonların dengelenmesi, yaşlanmaya bağlı hastalıkların önlenmesi gibi hedeflerin toplamını içeriyor. Bu süreci tersine çevirmeyi amaçlayan bütün eylemleri anti-aging olarak değerlendirebiliriz. Bu yazımızda, anti-aging uygulamaları ile yaşlanma sürecini yavaşlatmanın ne kadar mümkün ve etkili olabileceğini inceliyoruz.
Yaşlanma hızını yavaşlatmak mümkün mü?
Yaşlanmanın doğal bir süreç olduğu doğru olsa da modern bilim ve sağlık alanındaki gelişmeler yaşlanma sürecini yavaşlatmanın ve yaşlılık dönemini daha sağlıklı geçirmenin mümkün olduğunu gösteriyor. National Institute on Aging’in yaptığı bir araştırmaya göre sağlıklı bir yaşam tarzı, dengeli beslenme, düzenli egzersiz, stres yönetimi ve yeterli uyku gibi faktörler, yaşlanma belirtilerini azaltabilir.[1] Araştırmanın diğer verilerine göre antioksidanlarla zengin besinler hücresel hasarı azaltabilir, vücudu serbest radikallerin zararlarına karşı koruyabilir.
Güzellik sektöründe anti-aging ne ifade ediyor?
Yaşlanma, bir organizmadaki tüm hücrelerin zamanla yapısal ve işlevsel olarak değişime uğraması demek. Bu değişikliklerden bazıları gözle görülebiliyor. Derinin elastikiyetinin azalması, vücut postürünün değişmesi, derinin kırışıklıkların oluşması gibi değişimleri geri çevirmeye çalışmak ise güzellik sektörünün ilgi alanına giriyor. Koruyucu hekimliğin parçası olan sağlık uygulamaları ve kozmetik bakımla cildin yaşlanma süreci yavaşlatılabiliyor. Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz ile de bu uygulamaları pekiştirmek gerekiyor.
Yaşlanmayı yavaşlatmak için ne yapılmalı?
Doğru ve sağlıklı beslenme ise anti-aging’in en temel kuralı. Doğru beslenmeyle yaşlanmayı tersine çevirmek için vücudun en çok ihtiyaç duyduğu vitaminlerden biri D vitamini. Dolayısıyla, her gün güneşten doğrudan faydalanabilecek imkân yaratmak çok önemli.
Yaşlanma sürecini geciktirmek için vücuda gereken bir diğer besin ögesi omega-3 yağ asitleridir. Omega-3 yağ asitlerine doğal yollardan ulaşabilmek için somon balığı, levrek gibi yağlı balıkları tüketmeye özen gösterebilirsiniz.
Bu amaçla kullanılan bir diğer antioksidantları ise A, C, E vitaminleri olarak sıralayabiliriz. Her gün mevsimine uygun, özellikle koyu yeşil yapraklı taze sebzeler ve çilek, kivi, portakal, kavun, greyfurt gibi meyveler tüketmek, mümkünse bunlara biraz da badem, ceviz, yer fıstığı yağlı tohum eklemek anti-aging için gereken günlük vitamin ihtiyacınızı karşılayacaktır.
Yaşlanmayı geciktiren önemli vitaminlerden biri de koenzim Q10’dur. Kalp ve kas sağlığı için gerekli olan Q10 aynı zamanda vücudu DNA hasarından da korur. Az yağlı kırmızı et, brokoli, karnabahar, somon balığı ve yer fıstığı tüketerek vücudunuzun Q10 ihtiyacını karşılayabilirsiniz.
Üzüm ve yeşil çay gibi polifenollerden zengin besinlerin tüketilmesi de anti-aging açısından faydalıdır.
Vücudun sağlıklı olması için kanda B vitaminlerinden özellikle folat ve B12 vitamini düzeyinin yeterli olması çok önemlidir. B12 vitamininin en önemli kaynağının et, süt, peynir, yumurta gibi hayvansal kaynaklı besinler olduğunu unutmamak gerekir.
Yaşlanmanın geciktirilmesi uygulamalarında bağırsak sağlığının korunması da büyük önem taşır. Bağırsak sağlığınızı korumak için öğünlerinizde tam tahıllı besinlere, kuru baklagillere, kabuğuyla yenebilen meyvelere, probiyotik yoğurt ve kefire yer verebilirsiniz. Yeterince su içmeye dikkat etmeli, ancak bunu gün içerisinde dağıtmayı da ihmal etmemelisiniz.
Yaşlanma sürecinde olumlu etkisi olduğu bilinen besin öğelerinden biri de magnezyumdur. Magnezyum DNA bütünlüğünün korunmasını ve hücre hasarına sebep olabilen oksidatif stresin kontrol altına alınmasını sağlar. Aynı şekilde zerdeçalın da hem yaşlanma sürecini yavaşlattığı hem de özellikle melanoma gibi bazı kanser türlerine karşı koruyucu etkisinin olduğu saptanmıştır.
İnsanların nasıl yaşlandığı ve hangi alışkanlıkların sağlıklı yaşlanmayı desteklediği konusunda hâlâ öğrenilecek çok şey var. Bilim insanları bu soruları fiziksel, zihinsel ve bilişsel sağlığı inceleyen çalışmalarla araştırıyor. Bu araştırmalar devam ederken, yaşamın ilerleyen dönemlerinde sağlığınızı koruma şansınızı artırmak için hayatınızda yapacağınız küçük değişiklikler, sağlıklı yaşlanmanızı destekleyebilir.