Değerli basın mensubu,

Yapı Kredi World sistemi, yüzde 30’luk işlem hacmi, 4 milyon kullanıcısı ve 38 bin üye işyeri sayısıyla kredi kartları sektöründe lider konumdadır.

Worldcard olarak lider olmanın getirdiği sorumluluğun bilincindeyiz. Bu bilinç içinde Türkiye’nin ekonomik profilinin kredi kartı sektörü açısından nasıl göründüğünü ortaya çıkarmak için harekete geçtik ve sizlere World’ün temsil ettiği geniş tüketici ve perakendeci kitlesinden gelen verilerle tüketici eğilimleri, harcamaların yönü, durgunluk ve canlılık görülen sektörler gibi konularda bugüne kadar eksikliği duyulan düzenli bilgi akışını sağlamak amacıyla “Mor Bülten”i oluşturduk.

“Mor Bülten”, Worldcard’ın güçlü WorldCRM altyapısından gelen ve Yapı Kredi Kurumsal ve Ekonomik Araştırmalar Bölümü’nün katkılarıyla elde edilen verilerle hazırlandı, makroekonomik göstergeler ve yorumlarla desteklendi.

Bundan böyle belirli aralıklarla size bilgi akışı sağlayarak çalışmalarınızda yararlanabileceğiniz güvenilir bir bilgi bankası işlevi göreceğini umduğumuz Mor Bülten’in ilkinde, 2003 yılı üçüncü çeyreğinin geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırmalı analizi, yaz döneminde turizm harcamaları, ekonomideki olumlu havanın getirdiği beklentilerle ilgili değerlendirmeler yer alıyor.

Mor Bülten’in çalışmalarınızda kolaylık sağlaması dileğiyle,

Nazan Somer
Yapı Kredi Kredi Kartlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

 
Bankalararası Kart Merkezi tarafından açıklanan 2003 yılı üçüncü çeyreği verilerine göre, yurtiçinde kredi kartıyla turistlerin de kullanımı dahil olmak üzere yapılan alışveriş ve nakit avans tutarı geçen yılın üçüncü çeyreği ile karşılaştırıldığında yüzde 52 oranında arttı. 2002 yılının üçüncü çeyreğinde toplam 7 katrilyon 329 trilyon lira olan alışveriş ve nakit avans tutarı, 2003 yılında 11 katrilyon 167 trilyon liraya yükseldi. İşlem adetleri ise yüzde 30’luk bir artışla 170 milyon adetten 220 milyon adede yükseldi. 2002 yılının üçüncü çeyreğinde 6 katrilyon 392 milyar lira olan alışveriş tutarı, 2003 yılının aynı döneminde yüzde 54’lük bir artışla 9 katrilyon 870 trilyon liraya yükseldi.
Ülkemizde banka kartıyla yapılan alışveriş ve nakit çekim tutarı geçen yılın üçüncü çeyreği ile karşılaştırıldığında yüzde 49 oranında artış gözlendi. İşlem adetlerindeki artış ise yüzde 16 oranında oldu. 2002 yılının üçüncü çeyreğinde 33 trilyon lira olan alışveriş tutarı yüzde 86’lık artışla 62 trilyon liraya yükseldi. (Söz konusu veriler turistlerin Türkiye’de yaptıkları harcamaları da kapsamaktadır.)
2002 yılının aynı dönemine göre kredi kartı sayısında da artış gözlendi. 2002 yılı Eylül ayı sonunda 15 milyon 281 bin 289 adet olan toplam kredi kartı sayısı, 2003 yılının aynı döneminde yüzde 18 artarak 18 milyon 34 bin 627 adete yükseldi.

Kredi kartı adedindeki artışa paralel olarak Satış Noktası Terminali’nde de (POS) artış gözlendi. Eylül 2002 sonu itibariyle 463 bin 761 olan POS sayısı %34 artışla 621 bin 46’ya yükseldi.

Banka kartı sayılarında da artış görüldü. 2002 yılı üçüncü çeyrek sonunda 33 milyon 367 bin 426 olan banka kartı sayısı, 2003 yılının Eylül ayı sonunda yüzde 16 artışla 38 milyon 737 bin 85 adete çıktı.

Kredi ilk kez bundan tam 3000 yıl önce, Asur, Babil ve Mısır medeniyetlerinde görüldü.

Kağıt paradan üçyüz yıl önce takas kağıtları icat edildi. Ödemeler genellikle üçte biri para, kalanı takas kağıdı şeklinde yapılıyordu.

Kağıt para, ancak 17. yüzyılda ortaya çıktı.

1730 yılında mobilyalarını haftalık taksitlerle satan Christopher Thornton, kredi ile ilgili ilk ilanı veren kişi olarak tarihe geçti.

1951’de Diner’s Club ilk kredi kartını piyasaya sürdü. Bu kart, ancak New York’ta bulunan 27 restoranda kullanılabiliyordu ve sadece 200 kişiye dağıtılmıştı.

1970’lerde manyetik bant sisteminin standartları yerleştikten sonra, kredi kartları bilgi çağının vazgeçilmez birer parçası oldular.
WorldCRM verilerine göre, 2003 yılının üçüncü çeyreğinde Worldcard harcamaları 2002 yılının üçüncü çeyreğine göre yüzde 63 artış gösterdi. Bu artışa enflasyona göre ayarlanmış ciro üzerinden bakıldığında reel artışın yüzde 30 olduğu görüldü. 2003 yılının ikinci çeyreğine göre ise toplam artış yüzde 11 olarak gerçekleşmiştir.
   
2003 yılı üçüncü çeyreğinde yapılan harcamaların 2002 yılının aynı dönemi ile sektörel bazda karşılaştırması:

İletişim ve Teknoloji %189
Kozmetik/Güzellik %57
Kültür/Sanat/Eğlence %57
Mobilya, Dekorasyon ve Ev Aksesuarları %55
Çok Katlı Mağazalar %49
Optik/Saat/Mücevher %45
Restoran/Fast Food/Cafe/Pastane %41
Moda / Tekstil %38
  reel büyüme gösterdi.

Bu sektörler, reel genel büyüme oranı olan yüzde 30'un üzerinde bir performans gösterdi.
   
Toplam kredi kartı harcamalarının yüzde 46’sını oluşturan Akaryakıt ve Gıda sektörlerindeki reel ciro artışları yüzde 19 ve yüzde 25 olarak gerçekleşti. Yani, harcamaların büyük kısmını oluşturan bu iki sektörün artış oranları genel reel harcama artış oranının altında kaldı.

Daha çok kişisel harcamalar ve eğlenceye dayalı sektörlerdeki (Kozmetik/Güzellik, Moda ve Tekstil, Optik/Saat/Mücevher gibi) reel artış oranının Akaryakıt ve Gıda sektörlerindeki artıştan fazla olması, harcama eğilimlerinin yönünü ortaya koydu.

   
Taksitli satışların ciro artışları:
2002 – 2003 yılları üçüncü çeyrekleri karşılaştırıldığında, belli sektörlerde kredi kartı ile yapılan alışverişlerdeki taksitli ciro artışının, bu sektörlerin kendi reel ciro artışının üzerinde gerçekleştiği görüldü. Örneğin Turizm ve Seyahat sektöründe reel ciro bu dönemde 16% artarken taksitli ciro yüzde 54 artmıştır.

Taksitli cirodaki reel artışın genel sektör ciro artışının üzerinde gerçekleştiği diğer sektörler %180’lik artışla Sağlık Hizmetleri, %178 ile İletişim/Teknoloji, %171 ile Kozmetik/Güzellik, %113 ile Moda/Tekstil ve Mobilya/Dekorasyon/Ev Aksesuarları sektörleri oldu. Bu sektörlerde taksitli cironun artmasındaki temel neden, önceleri farklı ödeme şekilleri ile gerçekleştirilen taksitli ödemelerin artık kredi kartı üzerinden yapılmasıydı.

Sözü edilen sektörlerin taksitli cirosunun bir bölümünün kredi kartına kayması, bu sektörlerin taksitli kredi kartı ciro artışının, sektördeki genel kredi kartı ciro artışından daha yüksek oranda gerçekleşmesine yol açtı.

Turizm sektöründe gerçekleşen cironun, satışların en yüksek düzeye ulaştığı Haziran – Eylül döneminde şehir bazında dağılımına bakıldığında toplam cironun %52’sinin İstanbul’daki müşteriler tarafından gerçekleştirildiği görüldü. Ciro bakımından İstanbul’un ardından %14 ile Ankara, %7 ile İzmir, %3 ile Antalya ve Bursa geldi. Bu ilk 5 şehir toplam turizm harcamalarının %79’unu yaparken geriye kalan 76 şehir harcamaların sadece %21’ini gerçekleştirdi.
Temmuz ayında turizm harcaması yapan müşterilerin harcama tutarı bazında yaş dağılımına bakıldığında 30-40 yaş arasının tüm turizm harcamalarının yaklaşık %40’ını gerçekleştirdiği ortaya çıktı.

Tüm turizm harcamalarının %22’sini gerçekleştiren 35-40 yaş grubunun, incelenen yaş grupları içinde en yüksek turizm harcaması olan grup olduğu belirlendi. Müşteri başına ortalama harcama tutarında ise 65 yaş ve üzerindeki müşterilerin harcamaları, genel ortalamanın yaklaşık %38 üzerinde çıktı.
Temmuz ve Ağustos aylarında Worldcard sahipleri yaklaşık aynı tutarda harcama yaptılar. Temmuz ve Ağustos aylarındaki turizm harcamalarının Haziran ayına göre %36 oranında artış gösterdiği belirlendi. Turizm harcamaları, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında geçen yılın aynı aylarına göre sırasıyla %50, %61 ve %41 oranlarında artış gösterdi. Enflasyona göre ayarlanmış ciroda ise bu oranlar %15, %27 ve %13 oranlarında gerçekleşti. Dolayısıyla, Worldcard sahiplerinin turizm harcamalarını geçen seneye göre reel bazda artırdıkları ortaya çıktı.

Haziran - Temmuz aylarında tatile giden müşteri adedinin 200.000’in üzerinde olduğu gözlendi. Oto kiralama sektöründe de Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında yapılan harcamalar, geçen yılın aynı aylarına göre sırasıyla %22, %35 ve %29 oranında arttı. Eylül ayı ile birlikte turizm harcamalarında düşüş yaşandı. Eylül ayındaki ciro Temmuz ve Ağustos ayı cirolarına göre %30, Haziran ayına göre ise %7 düştü.
Kozmetik harcamalarında kış sezonunun bittiği Mart ayı itibariyle artış görüldü. Bu sektörün Haziran-Ağustos cirosu geçen seneye göre reel olarak ortalama %58 büyüdü. Ayrıca, geçen sene olduğu gibi bu sene de, kozmetik sektörünün Temmuz ve Ağustos ayı ciroları Haziran ayı cirosunun altında kaldı.
2003 yılının üçüncü çeyreğinde öne çıkan makroekonomik gelişme, enflasyonda kaydedilen düşüş oldu. Yılın başında uzak bir hedef olarak görülen %20’lik yıl sonu enflasyon rakamının gerçekleşeceği konusunda ortak bir inanç oluştu. Enflasyonun Eylül sonunda geldiği %23’lük düzey, son 30 yıldaki en düşük rakamlardan biri. Yıl sonuna kadar enflasyondaki düşüş trendinin sürmesi ve %20’lik enflasyon hedefinin tutturulması olasılığı son derece kuvvetli.

Enflasyondaki bu gerilemenin en önemli nedenlerinden birisi, TL’nin yabancı paralar karşısında değer kazanıyor olması. TL’nin değerinin artması, bir başka deyişle kurların düşmesi, hem ithal girdi maliyetlerinin azalması, hem de ithal edilen tüketim mallarının fiyatlarının düşmesi anlamına geliyor. Bu da fiyat artışlarının sınırlanması sonucunu doğuruyor. Kurlardaki düşüşün yanı sıra, yaz döneminde tarım ürünlerinin fiyatlarındaki gerileme de fiyat artışlarının yavaşlamasında etkili oldu.

Fiyatların artışında etkili olan bir diğer unsur ise yurtiçi talepteki gelişmeler. Yılın üçüncü üç aylık döneminde iç taleple ilgili göstergeler artışa işaret ediyor. Ancak, talepteki artışın çok da büyük boyutlu olmadığını söylemek mümkün. Talepteki bu düşük hızlı artış, fiyat artışlarını kısıtlayan önemli bir etken. Özellikle 2000 yılıyla karşılaştırıldığında, bu yıl iç talebin çok daha yavaş arttığı görülüyor. Ancak, özellikle otomobil ve beyaz eşyaya yönelik talebin hızlı artışlar gösterdiğini vurgulamak gerekiyor. Talepteki artışın önümüzdeki dönemde tüm sektörlere yayılması beklenebilir.

Önümüzdeki döneme bakıldığında, ekonominin genel gidişatına yönelik beklentilerin olumlu yönde geliştiği söylenebilir. Yüksek Seçim Kurulu’nun seçimleri geçerli sayması, ABD ve IMF ile ilişkilerde kaydedilen olumlu gelişmeler, ekonomik açıdan önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerin düzelmesinde önemli etkenler olarak dikkat çekti.

IMF'ye 2004 ve 2005 yılında yapılacak
  yüklü borç geri ödemelerinin, 2006 ve
  sonrasına ertelenmesi,
ABD ile ilişkilerin düzelmesi ve 8.5 milyar
  dolarlık kredi anlaşmasının imzalanması,
Politik ortama yönelik risklerin azalması,
Türk Lirası'nın istikrarlı bir seyir izlemesi,
Beklentilerdeki iyileşme,

2003 yılının üçüncü çeyreğinde faizlerin düşmesine ve enflasyonla mücadelede başarı sağlanmasına yol açmıştır.


Aynı faktörler etkin olduğu ve IMF ile ilişkilerde herhangi bir sorun yaşanmadığı takdirde, önümüzdeki dönemde bu trendin sürmesi beklenebilir. Enflasyondaki düşüş ve ekonomik beklentilerdeki iyileşmenin giderek hızlanan iç talep artışına yol açması mümkün gözükmektedir.
***Mor Bülten’de yer alan bilgiler BKM verilerinden, WorldCRM altyapısından ve Yapı Kredi Kurumsal ve Ekonomik Araştırmalar Bölümü’nünden alınan verilerle oluşturulmuştur.