Sosyal medyadaki olumsuz haberler ve bilgiler arasında saplantılı bir şekilde gezinme eylemi olarak tanımlanan doomscrolling’in zihinsel sağlığımız üzerinde ciddi bir etkisi var. Endişe verici manşetlere, trajik olaylara ve kutuplaştırıcı içeriklere sürekli maruz kalmak; artan kaygı, stres ve çaresizlik hissine yol açıyor.
Covid-19 pandemisi sırasında yapılan araştırmalar Doomscrolling’in kendimizi kötü hissettirdiğini doğruluyor. Bir araştırma, üniversite öğrencilerinde önceki dönemlere kıyasla artan kaygı ve depresyonu Covid-19 döneminde öğrencilerin akıllı telefonlarda geçirdiği sürenin artmasıyla şekillenen medya tüketimiyle ilişkilendiriyor[1].
Öyleyse neden durmadan kaydırmaya devam ediyoruz ve bu neden garip bir şekilde rahatlatıcı geliyor?
Doomscrolling bağımlılığının arkasındaki bilim
Doomscrolling’in cazibesini anlamak için öncelikle psikolojik ve nörolojik faktörleri incelemek gerek. İnsan zihni, kökleri evrimsel tarihimize dayanan hayatta kalma içgüdüsü ile olumsuz uyaranlara daha fazla dikkat etmeye odaklıdır. Bu doğuştan gelen önyargı, ilgi çekici ancak genellikle olumsuz içeriği teşvik eden sosyal medya algoritmalarının bağımlılık yapıcı doğasıyla birleştiğinde, doomscrolling için mükemmel bir ortam yaratır. Sürekli onaylanma ihtiyacı, bir şeyleri kaçırma korkusu ve zorunlu olarak bilgi sahibi olma arzusu, bizi durmaksızın kaydırmaya yönelten bir kısır döngünün içine sürükler.
Doomscrolling etkisinden kurtulmak
Doomscrolling’in etkisinden kurtulmak, bilinçli bir çaba ve zihniyet değişikliği gerektirir. İlk olarak, sınırları belirlemek çok önemli. Öncelikle, haberleri okumak ve sosyal medya kullanımınız için zaman aralıkları belirleyin. Olumsuz içeriğe maruz kalmayı azaltmak için kısıtlama yapın. Güvenilir kaynakları seçerek ve dengeli bir bakış açısı arayarak tükettiğiniz bilgileri düzenlemek bu noktada önem taşır. Egzersiz yapmak, hobi edinmek veya meditasyon yapmak gibi bedeni ve zihni destekleyen faaliyetlerde bulunmak, sağlıklı bir dikkat dağıtma işlevi görebilir. Böylece, doomscrolling alışkanlığından daha rahat vazgeçersiniz. Ayrıca, başkalarıyla bağlantı kurmak ve olumlu online topluluklara katılmak, bu alışkanlığı değiştirmede destek sağlayabilir.
Doomscrolling'in bilinmeyenleri: Yanlış bilgi ve akıl sağlığı riskleri
Doomscrolling’in daha az bilinen etkilerinden biri de yanlış bilginin yayılmasıdır. Sahte ve sansasyonel haber çağında, gerçeği kurgudan ayırt etmeyi zorlaştırabilir. Yanıltıcı bilgilere sürekli maruz kalmak; gerçeklik algımızı bozar, komplo teorilerini körükler ve toplumsal bölünmeleri şiddetlendirir. Ayrıca; olumsuz haber akışının sürekliliği, ruh sağlığı üzerinde kaygı bozukluğu, depresyon ve umut duygusunun azalması gibi derin etkiler yaratır.
Dengeli bir dijital ilişki kurmak
Doomscrolling’in olumsuz etkilerine maruz kalmamak için öncelikle dijital dünya ile dengeli bir ilişki kurmalısınız. Tükettiğiniz içeriği bilinçli olarak seçmeli, zihinsel sağlığınız üzerindeki etkisinin farkında olmalısınız. Bu farkındalığı kişisel gelişimi destekleyen olumlu haberler, ilham verici içerikler ve eğitim kaynaklarını araştırarak artırın. Dijital detoks uygulamak ve teknolojiden periyodik olarak uzaklaşmak, denge duygusunun yeniden sağlanmasına yardımcı olur. Böylece sürekli olarak olumsuz haberler arama dürtünüz azalır. Online deneyimlerinizi kontrol altına aldığınızda, teknolojiyle daha sağlıklı bir ilişki kurarsınız.
Doomscrolling alışkanlığını kırmak için bazı ek ipuçlarını şöyle sıralayabiliriz:
-Tetikleyicilerinizi tanımlayın. Doomscrolling yapmanıza neden olan şeyler nelerdir?Tetikleyicilerinizi öğrendikten sonra, onlardan daha kolay kaçınırsınız.
-Stresle başa çıkmanın başka yollarını bulun. Kendinizi stresli veya endişeli hissettiğinizde, telefonunuzdan başka bir şeye yönelin. Okumayı, yürüyüşe çıkmayı veya müzik dinlemeyi deneyin.
- Doomscrolling dürtüsüne yenilmediğiniz zamanlarda kendinize küçük bir ödül verin. Böylece bağımlılıktan uzak durmak için motive olursunuz.