Hygge kavramı, Danimarka dizilerinin ve İskandinav kitaplarının popülerleşmesi ve İskandinav mutfağına duyulan iştah ile daha da parlamaya başladı. Son yıllarda birçok makale ve kitap için de ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Son olarak 2017 yılında, Danca bir terim olan “Hygge” Oxford Sözlüğü'ne eklendi.
Danimarka sürekli olarak dünyanın en mutlu ülkeleri arasında yer alıyor ve Hygge’nin kesinlikle bu mutlulukta payı var. Peki, Hygge tam olarak nedir?
Sıcak bir his
Hygge (hooga) terimini açıklamak da telaffuzu kadar zor. Hygge, günlük koşuşturmacadan uzaklaşarak, önemsediğiniz insanlarla birlikte hatta bazen kendi başınıza rahatlamak ve hayatın daha sakin yanlarının tadını çıkarmak için zaman ayırmaktır. Hygge kelimesi, en azından bugünkü anlamıyla 1800'lere kadar uzanır. Bununla birlikte, Hygge'nin çeşitli tanımları, benzer bir Eski İskandinav kelimesinin "dış dünyadan korunmak" anlamına geldiği Orta Çağ'a kadar uzanıyor.
Hygge, genellikle aile veya yakın arkadaşlarla birlikte zaman geçirmekle ilgilidir. Bu akımda bulunabilecek ortamlar evler, sessiz mekanlar veya yaz aylarında yapılabilecek bir piknik olabilir. Gündemin hiç konuşulmadığı bu ortamda hayatın size kattığı küçük sevinçleri kutlayabilir ya da hayata dair daha derin konuları tartışabilirsiniz. Bu, gevşemek ve işleri biraz yavaşlatmak için bir fırsat olabilir.
Hygge neden Danimarka yaşamının bir parçası?
Yılın en uzun zamanlarında var olan soğuk, karanlık ve yağışlı iklim, Danimarkalıları kapalı mekanlarda aileleri ve arkadaşlarıyla vakit geçirmeye teşvik ediyor. Özellikle kış, Hygge için en önemli zaman olarak kabul ediliyor.
Tabii ki başka faktörler de işin içinde. Hygge, Danimarka toplumunun eşitlik ve refah içerisinde yaşama gibi değerlerini yansıtıyor. Hiç kimse bu olumlu atmosferi mahvetmek istemediğinden ötürü, bu huzurlu ortam bozulmuyor.
Hygge son derece keyifli gibi görünse de Danimarka'ya yeni gelenler için kapsayıcı olmayan bir felsefe çünkü uygulayıcıları kümelenmeye teşvik ediyor. Dolayısıyla Hygge ortamlarına yabancıların erişmesi zor olabilir.
Popüler kültür ve Hygge
Tasarımcılar, Hygge fenomeninden yararlanmak için oldukça hızlı bir şekilde harekete geçtiler. Çoğunlukla kitaplarda ve ev eşyalarında kullanılan Hygge, yumuşak battaniyeler ve yatıştırıcı mumlarla birlikte hayatımıza gittikçe dahil oluyor. Örneğin Danimarka yapımı bir dizi olan The Killing'de aktris Sofie Gråbøl tarafından giyilen doğal ve yumuşak süveter tarzındaki giysiler de Hygge felsefesinin öne çıkan ögelerinden olarak görülüyor.
2017 New York Times'ın en çok satan kitabı “The Little Book of Hygge” ile bu terim uluslararası bir izleyici kitlesine ulaştı ve Google Trends verilerine göre, Amerika Birleşik Devletleri'nde Google’da "Hygge" aramaları o Aralık ayında zirve yaptı. Instagram'da insanlar battaniyelerini, mumları, dumanı tüten kahve kupalarını ve kalın örgü çorapları #hygge etiketiyle paylaşmaya başladı. Hatta 2018’de meşhur Broadway müzikali Frozen, “Hygge” adlı bir şarkıyla çıkış yaptı.
Belki şaşıracaksınız ama Hygge Games tarafından satılan ve rahat bir sohbetin fitilini ateşlemek için tasarlanmış bir Hygge Masa Oyunu bile var. Bir mum şirketi olan Paddywax ise sedir ve gül ağacı gibi kokulara sahip bir Hygge Mum Koleksiyonu satıyor.
Yaz ve Hygge
Kim demiş yazın Hygge uygulanmaz diye! Arka bahçede veya parkta barbekü, şenlik ateşleri, sahil boyunca yenen dondurmalar ve mis kokulu çilekler eşliğinde keyifli bir sohbet yaz mevsiminde Hygge felsefesinin olmazsa olmazları arasında yer alıyor.
Hygge için önerilen diğer yollar ise; rahatlatıcı bir müzik, yumuşak bir battaniyenin altında bir fincan çay, keyifli bir kitap veya sadece sakin bir yalnızlığın tadını çıkarmak olarak özetlenebilir.