GAP Kavramı: Mutluluğun Önündeki Engel Beynin İşleyiş Şekli mi?

GAP Kavramı: Mutluluğun Önündeki Engel Beynin İşleyiş Şekli mi?

Mutluluk hakkında yıllardır pek çok şey anlatılmış ve her yeni günle birlikte yeni fikirler ortaya atılmıştır. Peki mutluluğu tanımlamak bu kadar kolay mıdır? Meditasyon ve içsel arayış gibi pratiğe dayalı yöntemleriyle huzurlu bir zihin durumuna ulaşmayı hedefleyen ve Zen felsefesini benimseyen bir yazar olan Thich Nhat Hanh’a göre "Mutluluğa giden yol yoktur - mutluluk yoldur." 1776'da Amerika Bağımsızlık Bildirgesi'ni kaleme alan Thomas Jefferson ise mutluluğu şu şekilde anlatır: Tüm insanlar eşit yaratılmışlardır ve Tanrı tarafından bağışlanmış, belli bazı vazgeçilemez haklara sahiptirler; yaşam, özgürlük ve mutluluk arayışı da bunların arasındadır.

Mutluluğun farklı birçok tanımı olsa da ulaşılamaz bir olgu oluşu her zaman ön planda olmuştur. Eğer bir kişi mutluluğun peşinden koştuğunu dile getiriyorsa, yüksek ihtimalle doğrudan şu anda ona sahip olmadığı anlamına gelir. Kişi halihazırda harika bir şey başarmış olsa bile bu, mutluluğu her zaman uzakta bir noktada tutar. Mutluluğun daima bir sonraki başarıdan sonra geleceğine inanılır.

Mutsuzluk hissi insanlara köklerinden mi geçer?

Amerika’daki insanların mutsuz olma sebepleri tabii ki ülkelerinin kurucularından Thomas Jefferson değil. Ancak fikirler kültürü yaratabilir ve kültür belki de insan kimliğini ve karar verme sürecini şekillendiren en etkili güçlerden biridir. İnsanlar mutluluk arayışını benimseyerek, kendini burada ve şimdiki mutluluktan mahrum bırakır; kim olduğunu ve bu noktaya kadar ne yaptığını takdir etmez. Mutluluğun gelecekteki bir şeye bağlı olduğu düşünüldüğünde de şimdiki zamanın etkisi azalır.

Dışarıda mutluluğu kovalarken, bir yandan mutlu olamamanın nedeni içsel olarak bağlantınızın kopmuş olmasıdır. İçsel bağlantıları kopmuş insanlar bir boşluğu doldurmaya çalışır. Stratejik koç Dan Sullivan bunu GAP olarak adlandırır. Türkçede boşluk anlamına gelen GAP kelimesini kullanan Sullivan, bunun son derece başarılı danışanlarının arasında ne kadar popüler olduğunu keşfetti. GAP'ın insanları mutlu olmaktan ve hayatlarını takdir etmekten alıkoyan zehirli bir zihniyet olduğunu ve insanların GAP'tan çıkana kadar asla potansiyelleri kadar mutlu ve başarılı olamayacaklarını belirledi. Durum böyle olunca “GAP” en önemli ve dönüştürücü kavramlardan birine dönüştü. 

The Gap and The Gain: The High Achievers’ Guide to Happiness, Confidence, and Success kitabına göre girişimciler ve yüksek başarıya sahip kişiler özellikle GAP'ta olmaya eğilimlidir. Bu kişilerin akılları büyük bir zaferden sonra bile çabucak bir sonraki ulaşılmamış başarıya gider. Bu, büyük bir dış başarıya yol açsa da sorun dahili olarak çözülmeden kalır. Durum böyle olunca yüksek başarıya sahip bu kişiler mutsuz kalabilir ve mutsuzlukları her bir dış başarı ile daha da derinleşebilir.

Mutluluk gelecekte değilse?

Belki siz de sürekli olarak “mutluluğu” ve “başarıyı” geleceğiniz için ayırdınız, ama asla şimdiyi hesaba katmadınız. Bu da demektir ki siz de bu GAP zihniyetine kapılmış olabilirsiniz. Eğer öyleyse, mutluluğu bulmanız güçleşmiş olabilir. Sürekli artan başarınıza rağmen, mutlu ve güvenli hissetmekte zorluk çekebilirsiniz çünkü GAP zihniyeti sonunda sizi kendini besleyen bir döngüye sokar. Peki ya mutluluk gelecekte değil de andaysa?

Dan Sullivan GAP’tan çıkmak için tek yolun kazanç (GAIN) olduğunu söylüyor. Kazanç; anında mutluluk yaratır, sizi kendinize ve kendi ilerlemenize bağlar, her şeyi dönüştürür, yaşamınızın yönü üzerinde size güç verir ve en önemlisi sizi GAP'tan çıkarır. Dolayısıyla ulaşılması güç hedefler belirleyerek mutluluğunuzu bu hedeflerin gerçekleşmesine endekslemektense; daha önce bulunduğunuz yere kıyasla ne kadar ilerlediğinizi, neleri başardığınızı merkeze alan GAIN zihniyetini düşünüş biçimlerinize adapte etmek, mutlu hissedebilmek için sizi bir adım ileri taşıyacaktır.

İlginizi Çekebilir

Yükleniyor...
Yükleniyor