Çevre psikolojisi, insanlar ve dış dünya arasındaki ilişkiyi araştıran bir psikoloji dalıdır. Doğal ve insan faaliyetleri sonucu oluşan yapay çevrenin, insanları nasıl hissettirdiği, düşündürdüğü ve insan davranışları üzerindeki etkisi, bu alandaki araştırmaların ana odak noktasıdır.
Çevre psikolojisindeki “çevre” nedir?
Psikolojinin diğer alanlarında, "çevre" terimi genellikle farklı bir şekilde, bireysel farklılıklara yol açan genetik olmayan faktörlere geniş bir şekilde atıfta bulunmak için kullanılır. Çevre psikolojisi ise hem insan yapımı hem de doğal olanlar da dahil olmak üzere, insanların yaşadığı çeşitli fiziksel alanlara odaklanır. Bunlar; sınıf, ev veya halka açık park gibi görece küçük ölçekli ortamların yanı sıra okullar, hastaneler veya mahalleler gibi daha büyük ölçekli alanları içerebilir.
Çevre psikolojisindeki temel konular nelerdir?
Çevre psikolojisindeki önemli konular, mekanların içinde yaşayan insanlar üzerindeki olumsuz veya olumlu etkileri içerir. Bu etkilere örnek olarak; gürültü veya kalabalık gibi çevresel stres faktörlerinin etkisi, doğal ortamların onarıcı etkisi ve ofisler, evler, okullar ve mahalleler gibi yerlerde artan refah, performans veya diğer önlemlerle ilişkili özellikleri gösterebiliriz. Çevre psikologları; kişisel alan, mahremiyet ve sahiplik duygusu, insanların nasıl daha iyi gezebilecekleri, neden belirli ortamların diğerlerine tercih edildiği ve çevreye yönelik kaygıyı ve çevre dostu davranışları neyin motive ettiğini inceler.
Çevre psikolojisi neden önemlidir?
Çevre psikolojisinin insanların çevreyi nasıl değerlendirdiği ve ona nasıl tepki verdiğine dair bulguları; şehir planlama, mimarlık, peyzaj tasarımı ve çevresel sürdürülebilirlik dahil olmak üzere geniş ve kalıcı etkiye sahip alanlarla ilgilidir. Sahadan elde edilen iç görüler, insanların çevrelerini kullanma biçimlerini ve ortamlardaki değişikliklerin insanların yaşamlarını nasıl iyileştirebileceğini ortaya çıkarmaya yardımcı olabilir.
Doğanın faydaları
Giderek kentleşen bir dünyada bile, doğal çevre insan türü için son derece önemlidir. Doğanın, minimal müdahale ile keşfetmek ve rahatlamak için alan sağlamasının yanı sıra, ruh sağlığı üzerinde de olumlu etkileri olduğu görülüyor. İster doğada ister şehirdeki parklarda yürüyüş olsun; araştırmalar, doğanın psikolojik bir merhem olma potansiyelini gözden kaçırmamamız gerektiğini gösteriyor.
Psikoloji ve iklim değişikliği
Küresel sıcaklıklar arttıkça ve deniz seviyeleri yükseldikçe, çevredeki değişiklikler insan refahını karmaşık şekillerde etkiliyor. Bilim insanları, zaman içinde iklim değişikliğinin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini keşfetmeye başladılar. Küresel iklim krizinde insan kaynaklı karbon emisyonlarının rolü ve buna yönelik eylem eksikliği göz önüne alındığında, psikolojiden gelen fikirlerin iklim değişikliğinin etkilerini hafifletme ve bunlarla başa çıkma konusunda yardımcı olabileceği çeşitli yollar vardır.
Psikoloji, iklim değişikliğinin etkisini azaltmaya yardımcı olabilir mi?
Psikoloji, iklim değişikliğiyle ilgili eylemleri teşvik etmekle ilgili olabilecek veya dikkate alınması gereken bilişsel eğilimleri vurgular. Örneğin, somut deneyimler genellikle psikolojik olarak soyut istatistikler ve trendlerden daha etkilidir. Dolayısıyla bu tür deneyimlerin, iklim değişikliğinin etkileriyle ilgili olduğu şekilde aktarılması, yeni politikaların desteklenmesi üzerinde daha güçlü bir etkiye sahip olabilir.
İklim değişikliği ruh sağlığını nasıl etkileyebilir?
İklim değişikliğinin psikolojik etkilerinin tam olarak nasıl ortaya çıkacağını tahmin etmek zor olsa da araştırmalar, ortalama sıcaklıklardaki artışların, kişilerin bildirdiği ruh sağlığı sorunları ile ilişkili olduğunu gösteriyor. İklim değişikliği sonucu daha sık gerçekleşen şiddetli fırtınalar ve kasırgalar, ruh sağlığının bozulmasında etkili olabilir. Ayrıca iklim krizi nedeni ile artan yer değiştirme, mecburi göçler ve kaynak kıtlığı gibi kademeli değişiklikler de ruh sağlığı için tehdit oluşturabilir.
İnsanlar neden iklim değişikliğini düşünmekten kaçınıyor?
İklim değişikliğinin tahmin edilen sonuçlarının en şiddetlisi yıllar sonra gerçekleşecek. Dolayısıyla birçok insan için "gözden ırak" olan bir sorun, "akıldan da ırak" olarak çok kolay bir şekilde kayıp gidiyor. İklim değişikliğini hafifletmek için insanlara yapılan harekete geçme çağrıları, insanlardan yapmaları beklenilen, karbon ayak izini azaltmaya yönelik yaşam tarzı değişiklikleri gibi fedakarlıklar, insanlarda çaresizlik duygusuna veya endişelere yol açabilir.