Tüketiciler artık en çok tercih ettikleri markaların iklim krizi gibi büyük sorunlara karşı tavır almasını talep ediyor. Genç kuşak alışveriş yaparken bile ekolojik sorumluluğu gün geçtikçe olmazsa olmaz bir farkındalık halinde benimsiyor. Nielsen’ın 2015 yılında yaptığı bir araştırma, 15-20 yaşındaki gençlerin (Z Kuşağı) neredeyse yüzde 75'inin sürdürülebilir ürün ve hizmetler için daha fazla ödeme yapmaya gönüllü olduğunu gösteriyor.
Markalar ise tüketicilerin bu tavrı karşısında artık bir grubu yabancılaştırma korkusuyla tartışmadan uzak durmayı tercih etmiyor. Sosyal medyanın yükselişiyle birlikte tüketiciler, markalarla her zamankinden daha fazla bağlantı kuruyor. Hatta sadece değişiklik talep etmekle kalmıyor aynı zamanda markaların kanun koyucuların harekete geçmesini beklemeden inisiyatiflere öncülük etmesi gerektiğini de düşünüyor. Şirketler de bunun bir sonucu olarak tüketici bileşenlerinin oluşturduğu bu sosyal ve politik hareketleri giderek daha fazla destekliyor.
Bu düşüncelerle evrilen bir dünyada sürdürülebilirliği göz önünde bulundurarak kuracağınız şirket hem Dünyaya hem de şirketinizin ilkelerine ve geleceğine katkıda bulunacak. Gelin sürdürülebilir temelli bir şirket kurmadan önce bilmeniz gereken 3 önemli adıma birlikte göz atalım.
1. Sürdürülebilirliği mutlaka misyonunuza yazın
Sürdürülebilirliği misyonunuza yazdığınızda, sürdürülebilirlik şirketinizin temel bir parçası ve yaptığınız her şeyin arkasındaki itici güç haline gelir. Şirketinizin kapsamını yalnızca mevcut endişelerle sınırlamayın.
Açıklamayı biraz daha geniş tutarak, şirketinizi değişim rüzgarlarının götürdüğü her yere taşıyabilirsiniz. Şirketiniz için, temelinize sadık kalırken müşterilerin ihtiyaç duyduğu şeye dönme esnekliği veren geniş bir misyon açıklaması oluşturun. Bu kısımdaki ana fikri; “ekolojik zarar vermeden değer sunmak” olarak düşünebilirsiniz.
Misyonu yazdıktan sonra bunun bir adım ötesine geçin ve belirlediğiniz çevresel hedefleri açıklayın. İlerleyen dönemde karşılaştığınız zorlukları mutlaka müşterilerinizle paylaşın çünkü çoğu kişi hala sürdürülebilir bir ekonomi için çözüm bulmaya çalışıyor. Müşterilerinizi bu sürece dahil ederseniz aranızda çok daha güçlü bir bağ kurabilirsiniz.
2. Üretim sırasında gezegeni düşünün
Günümüzde ihtiyaçlardan kaynaklanan plastik kullanımının öne çıkması anlaşılabilir bir durum. Plastik, üretilmesi ucuz, hafif ve inanılmaz derecede dayanıklı bir madde. Fakat, görünen o ki biraz fazla dayanıklı! Bir plastik şişenin doğada yok olması 450 yıl alabiliyor ve bazı plastik türleri daha da uzun sürede yok oluyor. Sonuç olarak, çöp kutularında ve ne yazık ki okyanuslarımızda büyük miktarda yer kaplıyor.
Ürünlerinizi tasarlarken hem tasarıma giren malzemeleri hem de ürünün kullanım ömrü bittikten sonra ne olacağını göz önünde bulundurun. Geri dönüştürülmüş malzemeleri kullanmak, çevresel etkinizin olumsuz yönlerini azaltmanın en iyi yolu. Eski ürünlerin yeniden kullanılmasını veya geri dönüştürülmesini sağlayarak sürdürülebilir döngüyü tamamlayabilirsiniz.
Büyük düşünün çünkü sürdürülebilirlik her yerde! Örneğin bir kafe açmayı düşünüyorsunuz. Kahve çekirdeklerinin toplandığı arazilerden, çiftçilerin iş gücüne, çiftçilik uygulamalarından, etik değerlere, nakliyeden depolara ve kahvenin kavrulmasına kadar kurulan tüm bu zincirin sürdürülebilir olmasına özen gösterin.
3. Şirket dışında da sürdürülebilirliği teşvik edin
Şirketinize sürdürülebilir uygulamaları uyarlamak harika bir başlangıç ancak çalışanlarınız sürdürülebilirliği kişisel yaşamlarında da önceliklendirmeye başladığında başarılı olduğunuzu anlayacaksınız. Çalışanlarınızın bu tarz bir yaklaşımı benimsemeleri için onlara çeşitli teşvikler sunabilirsiniz.
Çalışanlarınız kişisel çabaları sayesinde aslında çok daha geniş çaplı değişikliklerin öncüsü olduklarını anladıklarında sürdürülebilirlik konusunda farkındalıklarını da geliştirmiş olacaklar. Aslında sürdürülebilirlik, 9-5 mesaisi hedef olmaktan çıktığı anda işlemeye başlıyor.
Sonuç olarak, şirketinizin daha çevreci ve insan dostu olması için muhtemelen daha fazla para, zaman ve enerji harcamanız gerekebilir. Ancak sürdürülebilirlik geçişini doğru yaparsanız orta vadede harcadığınız tüm enerji buna değecek. Unutmayın siz ve Dünya buna değersiniz!