Dijital Okuryazarlık, Gençleri Değişimi Yaratmaya Teşvik Ediyor

Dijital Okuryazarlık, Gençleri Değişimi Yaratmaya Teşvik Ediyor

Bugünün gençleri adeta tarih yazıyor. Dijital neslin öncüleri olarak; kişisel bilgisayarlar, internet, akıllı telefonlar, sosyal medya, sanal gerçeklik ve daha fazlası gibi sürekli gelişen teknolojilerle çevrili olarak büyüyorlar. Görsel teknolojilere her yerde ve her zaman maruz kalmaları, Z kuşağına, insanların dünyayı anlamaları için görselliğin gücü konusunda içgüdüsel bir farkındalık sağlıyor.

Gençler akademik yolculukları boyunca ve iş hayatında ilerlerken, çevrelerindeki dünyayı etkilemek için teknik ortamların çeşitliliğini kullanan ve daha güçlü görsel iletişimciler olmalarını sağlayan dijital ve yaratıcı becerileri öğreniyorlar. Günümüzde iklim değişikliği ve sosyal adaletsizlik gibi kritik konularda eğiten, farkındalık yaratan ve daha derin bağlantılar oluşturan videolar, fotoğraflar, sunumlar ve infografikler oluşturmak için yazılı sözcüklerin ötesine geçebilirler. Dijital yaratıcılık, gençleri okulda ve kariyerde başarılı olmaları ve küresel değişimi teşvik etmeleri için her zamankinden daha fazla güçlendiriyor.

Öğrencilerin yaratıcılığı benimsemelerine ve 21. yüzyılın temel dijital okuryazarlık becerisinde ustalaşmalarına yardımcı olmaya odaklanan bazı okul ve kuruluşlar var. Bu kuruluşlar, programlar aracılığıyla, öğrencilerin içerik tüketicisi olmaktan içerik yaratıcısı olmaya geçiş yapmalarını destekliyor. Kazandıkları yaratıcı beceriler okulun ötesinde, erken kariyer başarıları üzerinde de büyük bir etki yaratıyor. Örneğin yeni mezunların, sosyal iş ağlarında yaratıcı becerilerini listelediklerinde işe daha yüksek maaşlarla başladıkları gözlemleniyor. Bu tür örnekler dijital okuryazarlığın tüm öğrenciler için önemli olduğunu gösteriyor.

Bugünün gençleri, önceki nesillere göre daha fazla bilgiye, erişime ve etkiye sahip. Bu enerjiyi akranlarını harekete geçirmek için kullanabildikleri zaman harika şeyler yapabilirler. Günümüzde medya profesyonelleri, hikayelerini daha geniş bir kitleye yaymak için genellikle görsel öğeler, veriler, grafikler ve animasyonlar kullanmaya ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle birçok ülkede gençler, hikayelerini aktarmanın yeni ve yaratıcı yollarını bularak sınırları zorlamaya teşvik ediliyor.

Riskler ve fırsatlar

Akıllı cihazlarımızda sürekli olarak dijital mesajlar, haberler ve bilgilerle karşılaşıyoruz. Genç nesiller, dijital ortamların görsel gücünden nasıl yararlanacaklarını ve hikayelerini anlatmak, daha geniş kitlelere ulaşmak ve dünyayı değiştirebilecek konuşmalar başlatmak için yaratıcılığı nasıl kullanacaklarını öğreniyorlar.

Çocuklar dijital çağa tam olarak katılacaklarsa, onları risklerden korumaya yönelik çabaların, istemeden de olsa, fırsatlarını kısıtlamaya da hizmet etmemesi özellikle önemlidir. Çünkü araştırmalar, dijital dünyada çocuklar söz konusu olduğunda, sunulan fırsatların, risklerden çok daha fazla olduğunu gösteriyor. Çocukların dijital okuryazarlığını gelecekteki istihdam edilebilirliklerini artırmanın bir yolu olarak görme konusunda yetkilendirme yaklaşımı da giderek yaygınlaşıyor.

Dijital yerli

Çocuklar görünüşte dijital araçları kullanmakta usta olsalar da bu onların dijital okuryazar oldukları anlamına gelmiyor. Örneğin bazı ülkelerde çocuklar, interneti daha erken yaşta kullanmaya başlıyorlar ve her zamankinden daha sık kullanıyorlar ancak yine de eleştirel değerlendirme becerilerini ve işbirlikçi yeterliliklerini geliştirmek için desteğe ve rehberliğe ihtiyaç duyuyorlar.

Yetişkinler arasında olduğu kadar çocuklar arasında da beceri eşitsizlikleri var ve bu da "dijital yerli" fikrini çürütüyor. Avrupa dışında çok az veri mevcut olsa da mevcut veriler dijital eşitsizliklerin sadece eski neslin içinde var olan bir şey olmadığını ve gelecekte de devam edebileceğini gösteriyor.

Özetle ülkeler gençleri, başarılı öğrenciler, sorumlu vatandaşlar ve üretken çalışanlar olmaya hazırlayan bütüncül bir beceri ve hak temelli eğitim ve öğrenim vizyonu içinde konumlandırmaya çalışmalıdır. Bu vizyonu gerçekleştirmek için dijital okuryazarlığı teşvik eden ve dijital becerileri diğer beceri ve bilgilerle bütünleştiren çok sektörlü ve sektörler arası yaklaşımlara ihtiyaç duyuluyor. Dolayısıyla dijital okuryazarlığın, diğer beceri ve bilgilerin yanı sıra, eğitim ve öğrenim sistemleri içinde, yaşam boyu ve tüm çocuklar için birden çok yolla yerleştirilmesi konusunda daha fazla çalışma gerçekleştirilmesi gerekiyor.

İlginizi Çekebilir

Yükleniyor...
Yükleniyor