COVID-19 salgını, 2020’den bu yana iş ortamını önemli ölçüde değiştirdi ve bazılarını artan belirsizlikler karşısında stratejik operasyonlarını elden geçirmeye zorladı.
Öncelikle, tüketiciler marketten sigorta poliçelerine kadar birçok şeyi satın almak için her zamankinden daha fazla online ortamları kullanıyor ve bu da geleneksel perakendeciler ve hizmet sağlayıcılar üzerinde baskı oluşturuyor. Ayrıca, uzaktan çalışmaya geçiş belki de en köklü değişikliklerden biri oldu ve daha fazla çalışan ofisini evlerine taşıdı.
Bu değişimler bazı şirketlerin gelişmesine yardımcı olurken, uyum sağlamakta zorlananlara ise engel oluyor. Günümüzde çoğu işletme, müşterilerine ve hızla değişen çalışma ortamına ayak uydurmak için dijital dönüşümü benimsemeye başladı. Yöneticilerin katıldığı bir anket, şirketlerin müşteri ve tedarik zinciri etkileşimlerinin ve dahili operasyonlarının dijitalleşmesinin, şirketi üç ila dört yıl arasında hızlandırdığını buldu. Bu arada, şirketlerin sunduğu dijital veya dijital özellikli ürünlerin payı da arttı. Ankete katılanların çoğu, teknolojinin stratejik önemini yalnızca bir maliyet verimliliği kaynağı değil, işin kritik bir bileşeni olarak kabul ediyor.
Dijital okuryazarlık ön planda
Dijital dönüşüm çoğu şirketin kurumsal gündeminde en az beş yıldır olmasına rağmen bazıları yanıt vermekte yavaş kalıyordu ancak pandemi, bu yavaşlığa adeta bir uyanış olarak çözüm sundu. Kurumsal ortam, pandeminin bir sonucu olarak kökten değişti. Bugün hemen hemen her şirket dijital olarak yönetiliyor. Bu, yönetim kurulunun sürekli değişen müşteri taleplerine dayalı kararlar alabilmesi için parmaklarının ucunda dijital araçlara sahip olması gibi örneklerle açıklanabilir.
Teknoloji insan yeteneklerini artırabilse de liderler, potansiyellerinden tam olarak yararlanmak için yetenekleri hakkında doğru bilgiye ve anlayışa ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle dijital okuryazarlık özellikle yönetim kurulu düzeyinde çalışanlar için kritik öneme sahiptir.
Dijital bilgi birikimine sahip bir yönetim kurulu, çalışanların dijital deneyimi sürekli olarak geliştirmeleri için araçlar ve becerilerle donatılmasını sağlayan veri odaklı bir kültürün geliştirilmesine yardımcı olabilir. Veriye dayalı bir kültür, herhangi bir dijital dönüşüm yolculuğunu yürütmenin anahtarıdır.
İş akışlarını dijitalleştirme
Bir şirketin dijital olarak dönüşmesi için ilk adımlar, genellikle belgeleri içeren iş akışlarını dijitalleştirmeyi ve bunları çalışan ve müşteri yolculuklarına dahil etmeyi içerir. Kuruluşlar, müşteri beklentilerini karşılamak için daha hızlı ve daha donanımlı hale gelir. Örneğin son zamanlarda, elektronik imza kullanımı, çalışanların işe alınmasından iş sözleşmelerinin yetkilendirilmesine kadar yaygın hale geldi.
Diğer bir tarafta, hâlâ kâğıt tabanlı süreçlere bel bağlayanlar ve verimsizliklerin yükünü taşımaya devam eden şirketler de var. Bu şirketlerin çoğu, yüksek hata marjları nedeniyle belgeleri sürekli olarak yeniden düzenlemek zorunda kaldıklarını bildiriyorlar. Dijital süreçlerin baştan sona benimsenmesi; iş birliğini kolaylaştırır, daha güvenli bir belge yönetimi sağlar ve üretkenliği artırır. Bu da kuruluşların müşterilerinin ihtiyaçlarına daha iyi hizmet vermesini sağlar. Dijital ekonomide gelişmek için şirketlerin kâğıt tabanlı iş akışlarından dijital iş akışlarına geçişlerini hızlandırmaları gerekiyor. Belge süreçlerini dijitalleştirmeye yatırım yapmak, bu şirketlerin dayanıklılığını da artırabilir.