Metaverse'in artan popülaritesi ile dijital moda endüstrisi hem büyük lüks markaları hem de perakende tüketicileri içeren küresel bir imparatorluğa dönüşüyor. Dijital moda, Metaverse benzeri dünyalara sahip video oyunları için anlamlı; ancak ne zaman gerçek kıyafetlerin yerini alacak, bu henüz öngörülemeyen bir süreç.
Dijital moda, son zamanlarda, internetin geleceği olarak lanse edilen ve her yerde karşımıza çıkmaya başlayan Metaverse ile daha çok tartışılmaya başladı. Örneğin Mark Zuckerberg'in Metaverse'ünde, dijital ortamda dolaşırken kendi küçük yedeklerimiz olacak. Bu sanal avatarlar sanal işlerde çalışacak, sanal sosyal sorumluluklar alacak ve sanal giysiler giyecek. Bu dünyanın nasıl bir araya geleceği ise hala son derece belirsiz.
Dijital moda nedir?
Dijital moda, avatarlar için kıyafetlerle sınırlı değildir. Gerçek dünyadaki kıyafetlerin dijital tasarımını ve modellemesini, gerçek ve dijital giyim tasarımlarının blok zincirine yüklenmesini kapsayan bir moda alt kültürüdür ki böylece bu dosyalar NFT olarak satılabilir.
Dijital modanın bir gün insanların gerçek ve somut kıyafetlere olan ihtiyaçlarını gölgede bırakabileceğine dair bir inanç var. Tekrarlayan ve birbirinin neredeyse aynısı olan kıyafetler, modası geçmiş bir endişe haline gelecek, çünkü bu dijital giysiler, fiziksel gerçekliğin kısıtlamalarının ötesinde, gerçekten bir terzi olmanıza gerek olmadan kendinizi ifade etmek için kullanılabilecek. Ayrıca Metaverse’de giysiler pratik olmak zorunda da değil. Dilerseniz alevli pelerinler veya camdan elbiseler giyebilirsiniz.
Ancak bu bakış açısı, öncelikle dijital modanın yükselen profilinden çok para kazanan bireyler ve yeni başlayanlar tarafından tutuluyor gibi görünüyor. Moda çoğu zaman günlük hayatta giyilemeyecek fantastik ürünler tasarlama tarafında olmuştur. Fakat dijital modanın savunucuları, bu tarz bir modanın pratik, yaratıcı açıdan zengin ve sürdürülebilir olma potansiyeline sahip olduğunu iddia ediyor.
Alışveriş dijitalleşiyor
Pandemiye yanıt olarak markalar ve büyük moda etkinlikleri sanallaştıkça, giyim de bu yönde ilerliyor. Burada bahsedilen şey aslında dijital showroomlar.
Tüketiciler bir giysinin nasıl göründüğünü ve daha da önemlisi üzerlerinde nasıl görüneceğini hayal etmek için hayal güçlerini kullanmak yerine artık herhangi bir parçayla sanal olarak etkileşime girebiliyorlar. Bir ürüne 360 derece bakabiliyorlar. Markanın web sitesine yüklediği birkaç fotoğrafa güvenmek yerine en küçük ayrıntıyı bile yakınlaştırabiliyorlar. Tüketiciler artık bir veya daha fazla ürünü kendi fotoğraflarına sürükleyerek ürünleri sanal olarak deneme olanağına sahipler.
Modanın geleceği, aldığınız giysilerin size uygun olup olmadığından emin olmak için bir mağazaya gitmeyi gerektirmiyor. E-ticaret şeklinde, sanal mağazada yapılan sınırlı bir alışveriş deneyimi de olmak zorunda değil. Ürünleri sanki oradaymış gibi sanal olarak görebilir, dokunabilir ve deneyimleyebilirsiniz.
Sanal influencer’lar
Sosyal medyada gezinirken bir ürünün tanıtımını yapan bir hesap gördüğünüzde, gördüğünüz kişinin artık gerçek olmama olasılığı var. Bugün, dijital “insanlar” bu etkileyici sahneyi bir sonraki seviyeye taşıyor.
Örneğin 19 yaşındaki Lil Miquela. Lil, sizin kadar gerçek görünüyor, ancak aslında Los Angeles merkezli bir girişim olan Brud tarafından yaratılan sanal bir influencer. Instagram’da gönderilerini yüklemeye başladığından bu yana 3 milyondan fazla takipçi kazandı ve birçok ünlü fotoğraflarını beğendi. Lil Miquela ayrıca bir Calvin Klein kampanyasında Bella Hadid ile bir projede de çalışma fırsatı yakaladı.
Biraz ürkütücü geliyor, değil mi? Ancak Metaverse, tasarımcılar, moda ve perakende markaları ve tüketiciler için sonsuz olanaklar sunuyor. Bu da moda endüstrisinin yeni gerçekliği olacak gibi görünüyor. Dikkat edin, eğer bu dünyanın içinde değilseniz, rakiplerinizin gerisinde kalabilirsiniz…