Deprem Nedir? Nasıl Oluşur?

Deprem Nedir? Nasıl Oluşur?

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü depremi, yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzeyini sarsma olayı olarak tanımlar. Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır. [1]

Bu yazımızda depreme nelerin sebep olduğunu, nerede gerçekleştiğini ve nasıl ölçüldüğünü detaylıca inceleyeceğiz.

Depremlere ne sebep olur ve nerede olurlar?

Dünya’nın 4 ana katmanı vardır: İç çekirdek, dış çekirdek, manto ve kabuk. Kabuk ve mantonun üst kısmı gezegenimizin yüzeyinde ince bir kabuk oluşturur. Ancak bu kabuk tek parça değildir; dünya yüzeyini kaplayan bir yapboz gibi pek çok parçadan oluşmuştur. Dünya’da yaşam var oldukça bu yapboz parçaları yavaş yavaş hareket etmeye, birbirlerinin yanından kaymaya ve birbirlerine çarpmaya devam eder.

Yapboz parçalarına tektonik plakalar, plakaların kenarlarına da plaka (levha) sınırları denir. Plaka sınırları birçok faydan oluşur ve dünya çapındaki depremlerin çoğu bu faylar üzerinde meydana gelir. Plakaların kenarları pürüzlü olduğundan plakanın geri kalanı hareket ederken onlar sıkışır. Sonunda plaka yeterince uzağa hareket ettiğinde faylardan birinin kenarları açılır ve deprem meydana gelir.

Deprem olduğunda dünya neden sallanır?

Fayların kenarları birbirine yapışıp bloğun geri kalanı hareket ederken, normalde blokların birbirinin üzerinden kaymasına neden olacak enerji depolanır. Hareket eden blokların kuvveti nihayet fayın pürüzlü kenarlarının sürtünmesini yendiğinde ve blok çözüldüğünde, depolanan enerjinin tamamı serbest bırakılır.

Enerji, tıpkı bir gölün üzerindeki dalgalanmalar gibi sismik dalgalar şeklinde faydan dışarıya doğru her yöne yayılır. Sismik dalgalar, yeryüzünün içinden geçerken dünyayı sarsar ve dalgalar yeryüzüne ulaştığında, yeri ve üzerinde yer alan her şeyi sallar.

Depremler nasıl ölçülür?

Günümüzde depremlerin büyüklüğünü hesaplamak için yerel büyüklük, moment büyüklüğü, cisim dalgası büyüklüğü, yüzey dalgası büyüklüğü gibi farklı yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemler arasında en bilineni Richter ölçeğidir. 1935 yılında Charles F. Richter tarafından geliştirilen bu ölçek, depremin enerji salınımına tek bir sayısal değer atar. Richter ölçeği logaritmiktir; yani ölçekteki her tam sayı artışı, sismik dalgaların genliğinde on kat artışa ve yaklaşık 31,6 kat daha fazla enerji salınımına karşılık gelir.

Depremin yer yüzeyine olan etkisine şiddet denir. Yoğunluk ölçeği, insanların uyanması, mobilyaların hareket etmesi, bacaların hasar görmesi ve son olarak tamamen yok edilmesi gibi bir dizi belirli anahtar tepkiden oluşur. Depremlerin etkilerini değerlendirmek için son birkaç yüzyılda çok sayıda şiddet ölçeği geliştirilmiş olmasına rağmen günümüzde depremin şiddetini tespit etmek için en yaygın kullanılan ölçek değiştirilmiş Mercalli şiddet ölçeğidir. 1931 yılında Harry Wood ve Frank Neumann tarafından geliştirilerek bugünkü hâlini almıştır.

Şiddet ölçeğinde düşük olan sayılar, genellikle depremin insanlar tarafından nasıl hissedildiğiyle ilgilidir. Ölçekte daha yüksek olan sayılar ise gözlemlenen yapısal hasara dayanır.

Türkiye’de deprem

Türkiye, Avrasya Plakası ile Afrika ve Arap Plakaları arasındaki karmaşık çarpışma bölgesi içinde sismik açıdan aktif bir bölgedir. Ülkenin büyük bir kısmı, iki büyük doğrultu atımlı fay bölgesi olan Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı ile sınırlanan küçük bir levha olan Anadolu Plakası üzerinde yer almaktadır. Ülkenin batı kesimi de Helen yayının güneye doğru kayması nedeniyle Ege Denizi'ndeki genişleme tektoniği kuşağından etkilenmektedir.

Türkiye'de 1950'den bu yana yaşanan en büyük ve en yıkıcı üç depremi şöyle sıralayabiliriz:

-Türkiye'de 1950 yılından bu yana en büyük deprem, 6 Şubat 2023 tarihinde yerel saatle 04.17'de Türkiye'nin güneyi ve ortası ile Suriye'nin kuzeyi ve batısında meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki depremdir.

-Türkiye'de 1950'den bu yana yaşanan en büyük ikinci deprem ise 7,6 büyüklüğünde olup, 17 Ağustos 1999'da İstanbul'un 90 km güneydoğusunda, Kuzey Anadolu fay sisteminin en kuzey kolunda yer alan İzmit şehrinde yerel saatle 03.00'ten hemen sonra meydana geldi. Deprem, 1939'da başlayan ve 60 yıl boyunca doğudan batıya doğru ilerleyen büyük depremlere neden olan Kuzey Anadolu Fayı boyunca devam eden bir sürecin parçasıydı.

-Türkiye'de 1950'den bu yana yaşanan üçüncü büyük deprem, 23 Ekim 2011'de yerel saatle 13.41'de Van kenti yakınlarında meydana geldi. Bu deprem 7.1 büyüklüğündeydi. En az 11.232 bina hasar gördü ve bunların 6.017'sinin oturulamaz olduğu belirlendi.

MTA yenilenmiş Türkiye diri fay hattı haritası kapsamında ise Türkiye'de 45 ilde bulunan 485 diri fay 5,5 ve üzerinde deprem üretebileceği tahmin ediliyor. Dilerseniz MTA'nın resmi sayfasında yer alan 'Faylar' bölümünü tıklayarak hangi bölgelerde hangi fayların yer aldığını ve gerçekleşen depremleri görüntüleyebilirsiniz. 

Depremden kaynaklı maddi kayıplarınızı en aza indirmek için deprem sigortası yaptırmanız son derece önemlidir. Deprem sigortası hakkında daha fazla bilgi edinmek için Yapı Kredi Deprem Sigortası sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

 



İlginizi Çekebilir

Yükleniyor...
Yükleniyor